Bir başarıdan bir satır, bir başarısızlıktan bir kitap öğrenebiliriz
Hepimizin hayatında kaybettiğimiz anlar veya başarısızlıklar vardır. Kaybetmek hayatın bir doğal bir parçası ama "param yok" demekle "fakirim" demek arasında büyük farklar vardır. Kaybedince bundan ders çıkarmayı ve yeniden ayağa kalkıp, devam etmeyi bilmemiz gerekiyor. Dalai Lama "if you lose, don't lose the lesson" demişti - zannedersem kaybedince ders çıkarmak gerektiğini daha iyi ifade eden bir deyim daha söylenmemiştir.
Kaybedenler de kazananlar gibi ortak özelliklere sahiptir. Bazıları kaybederken başkalarına zarar verir. Bazıları ise sadece kendine. Bazıları büyük kaybeder, bazıları her gün ufak kaybeder. Bazıları kaybettiğini bilmez, bazıları bunun çok farkındadır. Bazıları kaybetmeyi bir tutku, hatta bir bağımlılık haline getirir.
Her zaman başarılar hakkında yazılır, çizilir... Başarısızlığın ortak dinamikleri var mıdır? Bence beş tane var:
1. İrade gücü zayıflığı
En başta gelen ortak nokta. Eğer kilonuz istediğinizden fazlaysa, az yemeniz gerekiyor. Spor yapmanız gerekiyor. Eğer bunları yapamıyorsanız, kilolara karşı olan mücadelenizi kaybediyorsunuz. Bu ufak örnek hepimizin hayatında bir şekilde yer alıyor diye yazdım. Ama aynısı iş hayatı için geçerli. Hedeflerinize ulaşmak için gerekeni yapmıyorsanız, iradeniz yeterince kuvvetli değilse, kaybetmeye mahkumsunuz. Kendinizi ataletin pençesine bırakmak oluyor.
2. Başarıyı dış faktörlere bağlamak
Bernhard Shaw "Başarı tamamen şansa bağlıdır, inanmazsanız başarısızlara sorun" der. Tüm olay budur. Birşeyi başaramıyorsak, hepimiz hayıflanmayı severiz: "Ah hava şartlarından dolayı bizim takım kazanamadı" veya "Ne şanslı adam yahu - yatırımcısı havalimanında karşısına çıkmış" gibi. Hele Türkiye'de buna bayılıyoruz demek lazım. Hemen arkasından komplo teorisi üretilir. Kendinize yalan söyleyemezsiniz - bir kendi içinizi dinleyin. Son defa istediğiniz başarıyı yakalayamadığınızda, şans ne kadar önemli bir faktördü? Dış etkenler hakikaten ne kadar etkili oldu? Veya daha iyi yapabileceğiniz birşey var mıydı? Bu arada, komplo teorisine inananların hayatta kendi iradeleriyle elde ettikleri başarıları yoktur.
3. Kurnazlığa yatmak
En sevdiğim başarısızlık dinamiklerinden bir tanesi... Kurnazlığa yatmak işini en doğru ve en verimli biçimde nasıl yapacağına kafa yormak yerine, kısa yoldan ilerlemek oluyor. Bilgi açığınızı kurnazlıkla kapatıyorsunuz, beceri yetmezliğinizi ise kabadayılıkla kapatıyorsunuz (sanırım bu deyim Sayın Ege Cansen'e ait) - kurnazlığa yatmak bu. Önce ufak bir yalanla başlıyorsunuz... Sonra o yalanı unutup, 2 ay sonra başka konuşuyorsunuz... yaptığınız herşey için güzel kılıflar bulmaya çalışıyorsunuz... Kendinizi her zaman diğerlerinden çok akıllı sanıyorsunuz... kendi ezberinizi tekrarlıyorsunuz... nerede bir katakulli varsa onun peşinden gidiyorsunuz... Eğer bunları yapıyorsanız, başarısızlık yolunda hızlıca kariyer yapacaksınız.
4. Başarısızlık psikolojisi
Başarısız insanlar başarılı olmaktan korkarlar. Başarılı olmak korkusu, başarısız olmaktan çok daha büyük bir korkudur. Ve başarılı olmanızın önündeki en büyük engeldir. Başarılı olmaktan korkanlar, kafalarında şizofreni tarzı bir psikoloji içinde oluyorlar. Adeta ikiye bölünmüşlerdir - bir tarafta yaratıcı bir şekilde inşa ederken, diğer taraftan başarıdan duydukları korkudan dolayı yaptıklarını imha ederler. Bu psikoloji içinde olanlar, yakın çevrelerinin de başarılı olmalarını istemezler. Manipülasyon yetenekleri son derece kuvvetlidir ve yakın çevrelerini de aşağı çekerler. Sahi, bu insanlar başarılı olmaktan neden korkarlar? "Başarılı olursam, zirvede eksiklerim ortaya çıkar" psikolojisinde oldukları için.
5. Başarı hakkında yanlış anlayışa sahip olmak
Başarılı insanlar başarılarının sırrını çok iyi bilirler. İşin kötü tarafı, başarısız insanlarda başarının sırrını çok iyi bildiklerini düşünürler. Aradaki fark, başarısız insanlar bunu yanlış bilir ve kendilerini geliştirmeye kapatırlar. Başarı herkesin fikir sahibi olduğu ama çok az insanın bilgi sahibi olduğu bir alandır. Başarısızların başarılı olması için başarı hakkında bildiklerinin bir bölümünü unutmaları gerekmektedir.
Yukarıda tarif etmeye çalıştığım beş başlık, başarısız insanları analiz ettiğimde (kendi deneyimlerim dahil, zira başarısızlıklarım başarılarımın çok daha üstünde), dikkatimi çeken ortak noktalar. Bunlardan bir tanesi bile başarısız olmaya yetiyor. Hepsini aynı anda yapabilen insanlarda biliyorum - onların ruh halini tarif edecek kelimeleri bulmak mümkün değil.
Başarılı olmak için her gün herşeyin yeniden başladığına inanıyorum. Her gün yeniden öğrenmemiz veya öğrendiklerimizin üstüne eklememiz lazım. Başarıya odaklanmamız ve başarılı olanlardan öğrenmemiz gerekiyor. Mütevaziliği kaybetmeden...
Benim 10 maddelik bir listem var. Her gün bu listeye göz atarım. Unutmamak için. Benim inandığım başarıyı yakalama listesi:
1. "If you lose, don't lose the lesson" (yukarıda yazdığım gibi, Dalai Lama)
2. "Eğer basitçe izah edemiyorsan, yeterince anlamamışsın demektir." Albert Einstein
3. Erişebilmek, etkili olmak değildir
4. Acil olmak, önemli olmak değildir
5. Faal olmak, birşeyler başarmak demek değildir
6. "Kendini tanı" (Delphi'de, Apollon tapınağının girişinin üstündeki yazı) - latincesi: nosce te ipsum
7. Karar vermek, birşeyden vazgeçmektir
8. Yön vermek, hedefi bilmek değildir
9. Don't forget the Black Swan
10. Alçak gönüllülük umursamazlıkla karıştırılmamalıdır
***
"Başarısızlığı beklemek, başarısızlığın onda dokuzudur"