Karanlıkta gölgeniz sizi yalnız bırakır: 738 proje bize ne anlatıyor?
Oturdum, saydım... Bu sene (1 Ocak - 29 Eylül arası) bana 738 adet iş fikri veya proje gönderilmiş (email üzerinden).
Bunların 737 tanesine geri dönüş yapmışım. Şimdi, bir tanesine neden geri dönüş yapmadın diye soracaksınız... Aşağıda kopyaladım, bunu ciddiye alıp okudun mu diye soranlarınız olabilir:
"Abi, paranın cebine attın, hadi bir el uzat, ben de bi iş kurayım. Turkcell bayisi açabilirim, bizim Tokat'ta merkez dışında yok... Yada senin söyleyeceğin her işi kurarım. Yeterki parayı ver".
Geri dönüş yaptığım 737 taneden devam edelim.
177 tanesi kadın girişimcilerden gelmiş. Beni en çok üzen sayı bu. Ya ülkede kadın girişimci sayısı hala çok düşük veya kadın girişimciler projelerini benimle paylaşmıyorlar.
En az proje gelen gün pazartesi. Kesin bir pazartesi sendromu var. En çok projenin geldiği gün ise cumartesi. Demek ki girişimcilerimiz yatırım söz konusu olunca cumartesileri de çalışıyorlar (veya hafta içi başka sorumlulukları var)
34 adet gelen email türkçeden başka bir dilde yazılmıştı - en çok ingilizce (27), almanca (5), fransızca (1) ve italyanca (1).
Kısa mail sevdiğim ve takdir ettiğim bilinir. Kısa ve öz olarak algıladığım maillere genelde 48 saat içinde geri dönüş yapmışım. Uzun olarak algıladıklarıma ise bir hafta içinde. Hele "biliyorum kısa mail seviyorsunuz ama ben uzun yazacağım" diyenlere nedense bir hafta sonrası geri dönmüşüm. Maillerin çok büyük bir bölümü kısa ve öz bir şekilde yazılmıştı. Onun için çoğunluğuna 24 saat içinde geri dönüş yapmışım.
737 girişimcinin 287 tanesi benimle buluşmak ve projesini tanıtmak istemiş. Kaç tanesiyle buluştuğumu söyleyemeyeceğim ama bundan çok daha düşük bir sayı olduğunu tahmin edebilirsiniz. Sadece yatırım yapmayı düşündüklerimle buluşabiliyorum. Ama buluşmak isteyen arkadaşların yarısınla konferanslarda veya seminerlerde tanıştım. Zannedersem herkes benim konferanslarda ne kadar rahat olduğumu bildiğinden, herkes tanışmaya geliyordu.
Maillerin çoğu İstanbul'dan gelmişti: %61i -ondan sonra İzmir ve Ankara.
Bu 737 sayısının 4 tanesinin melek yatırımcı ağları tarafından paylaşılmış girişimler olduğunu söylemem gerek. Bu dört şirketten bir tanesine yatırım yaptım. Venture Capital şirketlerinden gelen yok (neden olsunki diye sormayın, genelde yeni kurulan startuplar VC'lere erken aşama geldiğinden, ilk yatırım için bir melek yatırımcıyla anlaşmak iki taraf için yararlı olabilir).
En genç girişimci 15 yaşındaydı, en yaşlısı 57.
737 mailin arasında 398 tanesi fikir aşamasındaydı. Bu 398 fikri paylaşmak için gizlilik anlaşması isteyen girişimci sayısı 3tü (ve üçününde yaşı 40 ve üstü). Bazı fikirleri hiç beğenmedim, bazılarını beğendim ama yazdığım cevap hep aynı oldu "uygulama fikirden üstündür. İlk adımları attığında yeniden haberleşelim". En azından benim dünyamda öyle. Gizlilik anlaşması isteyen arkadaşlara rahat olmalarını, kimsenin fikri çalıp bir yere gidemeyeceğini anlatmaya çalıştım.
Doğrudan bir değerleme paylaşan veya en azından ne kadar para aradığını yazan girişimcilerin sayısı 502 oldu. Yani fikir aşamasındakiler dahil, iş paraya geldiğinde, net olabildiler. Tüm istenilen paraları altalta yazıp, toplamını çıkardığımda, vardığım sonuç 226 Milyon TL oldu. Herkese çok yardımcı olmak isterdim ama tahmin edileceği gibi, bu iş böyle olmadı. Talep edilen en büyük meblağ 5 milyon TL olurken, en ufağı 10 bin TL oldu.
Bu şirketlerin faaliyet gösterdikleri alanlar hangileri?
(Not: Aşağıdaki kategoriler birbirinden bağımsız olmayabilir, tamamen kendi algım üzerinden kurgulanmıştır)
204 adet “Pazar yerleri” ile ilgiliydi: P2P kredi, kariyer, 2ci el moda, elektronik, hayvan ihtiyacları vs... Sonsuz bir liste.
128 adet “SaaS (Software as a Service)” veya benzeri kurgular üzerine yoğunlaşmıştı.
89 adet “eTicaret” diyordu (çok şükür, "abi Markafoni'nin aynısını kuralım" diyen bu sefer yoktu - geçen sene beş kişi böyle bir teklifte bulunmuştu).
23 proje ise “Sağlık” alanından geldi: Doktor randevu siteleri, Fitness mobil aplikasyonları, giyilebilir teknolojiler veya saglık altyapısına yönelik projeler
18 adet proje “Eğitim” ile alakalı olup, son derece geniş bir yelpazeye yayılmıştı: dersane hazırlık, okul dışı ek eğitim, khan academy benzerleri vs.
14 tane proje teklifi “Seyahat” sektöründen geldi. Bilet, otel, ulasım, kiralık araba vs.
6 yatırım önerisi “Yemek” sektörü ile ilgiliydi: yemeksepeti benzerleri, saglıklı beslenme veya organik ürünler ve benzerleri.
4 tanesi “Sosyal Ağlar” ile ilgiliydi. Daha iki sene önce eTicaretle’den sonra en büyük grup sosyal ağlardı. Girişimciler yeni bir Facebook kurmanın çok bir anlamı olmadığını anlamışlar gibi.
4 proje teklifi “Big Data” alanından geldi. Buna sosyal medya analizleri de dahil.
2 girişim “Internet of Things” alanından geldi. Muhtemelen bu alanda daha çok hareket var ama ya girişimciler çok erken aşamalarda veya benim profilim bu konuya yatkın değil.
Geriye kalan 245 adet yatırım ise Diğer veya çok soyut bir kategoriye giriyordu – onları daha net bir yere yerleştiremiyorum.
Diğer gözlemleri sayılarla ifade etmek mümkün olmadığından, onları aşağıda kısaca toparlamaya çalıştım:
Büyük bir çoğunluk kendini tanıtırken, bilinen bir şirketi örnek olarak kullanıyor: "Türkiye'nin Zynga'sı" veya "Sağlık sektörünün Reuters'i" veya "Nakliye sektörünün UBER'i" gibi. Açıkçası konuyu anlamak için son derece yaralı bir başlık - yeterki sonra anlatılanlarla örtüşsün...
Sermayesi az olan ülkemizde, herkes "ölçeklenebilir" konulara yoğunlaşmaya başladı. Saas veya Pazar yerleri projelerindeki artış buradan kaynaklanıyor. Doğru bir bakış açısı...
Genelde kurucu ortaklar ya okuldan ya mahalleden ya da üniversiteden arkadaşlar. Sanırım bu dünyanın her yerinde olan bir şey...
Kimse alacakları yatırım ile personel konularında ne yapacaklarına değinmiyor. Genelde para teknoloji ve pazarlama için gerekli deniliyor. Bence iyi bir personel ve yetenek avcılığı planlaması ilk günden oluşturulmalı. İyi bir girişimci her zaman iyi bir yönetici de olacak diye bir kural yok....
Gelelim en önemli bilgiye: Kaç tanesine yatırım yaptım? Bu sene 29 Eylül’e kadar 6 tanesine: 4 tane pazar yeri, bir dijital ajans, bir eTicaret şirketine. Toplam yatırım yaptığım şirket sayısı 24e ulaştı. Neden bu altı şirket derseniz:
1- Stratejik olarak bu altı yatırımın nereye gitmesi ve hangi hedeflere ulaşması konusunda kendimce çok netim. Girişimciler de bu konunun farkında (umarım).
2- Hepsi bana zevk veren konular. Bunun başarıyla bir ilgisi olmayabilir ama benim günlük hayatım açısından çok önemli.
3- Bu şirketlerin hepsi rekabetin yoğun olduğu alanlarda. Rekabet sizi diri tutuyor :)
4- Girişimciler beraber zaman geçirmeyi sevdiğim insanlardan oluşuyor Aralarında genci var, yaşlısı var. İlk start-up'ını kuran var, çok başarılı bir exitten sonra devam eden var.
Önümüzdeki haftalarda tüm yatırımları detaylı paylaşmaya başlayacağım.
Hazır buraya kadar okuduysanız, Founderone'dan bahsedeyim.
Şimdiye kadar yaptığım 24 yatırım klasik anlamda “Melek Yatırımcı” yatırımları. Bu şirketlerden 2 tanesinden exit ettim, 5 tanesi kapandı veya kapanmak üzere. Diğerleri devam ediyor. Yarısı Türkiye’de, yarısı Türkiye dışında. Değişik coğrafyalarda yatırım yaptığımdan, bu yatırımları bir marka ismi altında toplamaya karar verdim. Bu marka ise “Founderone” olacak. Arka planda verimliliği arttırmak ve değişik coğrafyalarda basit bir yapı üzerinden yatırımları yönetecek bir yapı gerekiyordu. Bunu markalaştırmayla beraber “Founderone” başlığı altında yapmaya karar verdim. Yakın zamanda Founderone”nın internet sitesi yayına girecek.
***
"Bir fikir sadece uygulaması kadar güçlüdür"