Şeytana uymak ister misiniz?
Herkesin hayatında unutmadığı anlar vardır. Benimkilerden biri 1993'te bir uçuşla ilgili. Bir proje için Almaty'den (Kazakistan) - Taşkent'e (Özbekistan) uçuyordum. Uçak birden "düşmeye" başladı ve uçaktaki herkes ve her şey tavana çakıldı. Herkes, ben dahil, avaz avaz bağırıyordu. Sonra uçak birdenbire toparladı ve normal uçuşuna devam etti. Pilot bu olayın "büyük bir hava boşluğu" olduğunu anlattı. Uçakta kimseden bir ses çıkmadı. Hostesler başta olmak üzere çoğu kişi bir şekilde incinmiş, darbe almış veya yaralanmış olarak Taşkent'e vardık. Herkese votka dağıtılıyordu, herkes içiyordu ama kimseden bir ses çıkmıyordu.
İnsanlık açısından önemsiz ama benim açımdan bugüne kadar çok önemli bu olay bende bazı hislerimi ve davranışlarımı değiştirdi. Öncelikle uçarken kemerimi hiç bir zaman açmam. Bu hatta o kadar ileri giderki, uyurken karın üstü uyuyan biri olarak kemerim takılıdır. İkinci değişen olay, uçma korkusu. Eskiden, bu olaya kadar, hafifte olsa bir uçma korkum vardı. Bu kayboldu. Sanırım şok terapisi buna diyorlar. 20 senedir her sene ortalama 120 uçuşu olan biri için ciddi bir hayat kalitesi artışı demek. Üçüncü ve benim için en önemli değişiklik hayatın ne kadar ince bir çizgide olduğunu hissetmiş olmak. Herkes gibi önceden, entelektüel seviyede, bunu tabii ki biliyordum. Ama kendiniz deneyimledikten sonra bunu çok daha bilinçli bir şekilde benimsiyorsunuz.
***
Bu "hayatın ince çizgide olduğunu" anlamak o zaman benim arkadaş çevremin de ciddi değişikliklere uğramasına sebep oldu: Negatif enerjili herkesten uzaklaştım. Beni yakından tanıyanlar bilirler "iç çember" (inner circle) kelimesini çok kullanırım. Bu tabirle en yakın çevremi tanımlamaya çalışırım. Ve bu "inner circle" çok değişti. Bugüne kadar bu böyle, hep pozitif enerjili insanlar ile zaman geçirmeye, onlarla çalışmaya çok dikkat ederim.
***
Hepimizin hayatında böyle kilit anlar var. Bu anlar bizi anlatıyor, bir çerçeveye sokuyor, davranışlarımızı belirliyor. Genelde bu deneyimlerin hepsi ya büyük korku veya büyük acılarla bağlantılı. Biliyorsunuz sizi zorlamayan bir şey sizi değiştirmiyor ("if its not challenging you, it is not changing you").
***
Sanırım dünyadaki insanların hepsinin yaşadığı / atlattığı bazı kilit olaylar var. Bunun en güzeli Steve Jobs'un meşhur "Stay foolish, stay hungry" konuşması. Onu dinlediğimde bu adamın neden bu kadar sıradışı biri olduğunu anlamıştım. Sanırım değiştirdiği dünyanın yanısıra, yarattığı bu kadar ürünün yanısıra, onu efsane yapan kilit olay bu konuşmaydı.
***
Güzel havalarda gemi kullanılarak, belki denizcilik lisansınızı alabiliyorsunuz ama iyi bir kaptan olamıyorsunuz.
***
Son senelerde etrafımda kaptan olmaya hevesli bir çok insan gördüm. Kaptan olamayanlarda bazı gözlemlerim oldu:
- Hepsinin çevresi onları dolduruşa getiren insanlarla doluydu. Bunlar anne, baba, kardeş, kızkardeş veya hayat arkadaşı olabiliyordu. Birgün bu insanlar sayesinde kendilerini sorgulamayı unutuyorlardı. Lütfen siz unutmayın.
- Kendilerine besledikleri özgüven, kendi gözlerini kamaştırıyor. Yani siz Afrika'daki hayvanları bile anlatsanız, oradan bile kendisine bir pay çıkartıyordu. Lütfen siz çıkarmayın.
- Bir tartışma olduğunda bu tür insanlar kaçmayı tercih ediyordu. Bazıları günlerce ofise gelmez bazıları telefonlara çıkmaz bazıları kendilerini kafalarındaki bir hikayeye inandırırlardı. Gerçeklerden korktukları için. Lütfen siz gerçeklerden korkmayın.
- Kopyalamayı severler, bu bir kolay yoldur. Lütfen siz kopyalamayın.
***
Kendiniz gibi olun. Kendi deneyimlerinizin üzerinden profilinizi oluşturun. Başkalarının hakkınızda konuştuğuna önem vermeyin. Sadece yüzünüze söylenenleri çok ciddiye alın. Şeytana uymayın, kolay yollara sapmayın.
***
"Başarı insanın kafasının içinde olan bir şeydir"